Türkiye'nin genleriyle oynanıyor

Adana HiltonSA Otel'de Adana İl Başkanı Figen Toktaş ile partililerle görüşen Abdüllatif Şener, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Türkiye'de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi..

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Türkiye'de yaşanan gelişmeler değerlendirildiğinde sistemi çözmeye, dağıtmaya yönelik bir senaryonun var olduğunu iddia edip, "Türkiye'nin genleriyle oynandığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz" dedi.

Hafta sonunda partisinin Adana, Mersin ve Hatay il ve ilçe başkanlıklarının açılışı için Adana'ya gelen ve Adana HiltonSA Otel'de Adana İl Başkanı Figen Toktaş ile partililerle görüşen Abdüllatif Şener, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Savcı ve hakimlerin telefonlarının dinlenmesi ve izlenmeleri konusunda değerlendirmelerde bulunan Abdullatif Şener, gelinen noktayı felaket olarak nitelendirdi.

TELEFONLARIN DİNLENİYOR OLMASI BİR FELAKETTİR
Şener, "Son birkaç yıldır Türkiye'de telefonlarının dinlendiğine ve izlendiğine inanmayan hemen hemen hiç kimse kalmamıştır. Bir ülkenin bu hale sokulmuş olması, bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Çünkü bir ülkede ekonomi de, düşünce de, bilimsel gelişme de özgür tartışma ortamında gelişir. Eğer insanlar özgürce duygularını, düşüncelerini ifade edemiyorlarsa, dostlarıyla, tanıdıklarıyla özgürce telefon konuşması yapıyorlarsa veya bunu yaptıkları taktirde dinlendiklerine inanıyorlarsa, masumane söyledikleri bazı cümlelerin istismar edilebileceğini düşünerek sansürlü konuşma ihtiyacı duyuyorlarsa, o ülkede sanat da gelişmez, bilim de gelişmez, teknoloji de gelişmez, ekonomi de gelişmez. Bu bir felaket demektir" dedi.

BU FELAKETİN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR
Türkiye'de yaşanan felaketin sorumlusunun hükümet olduğunu, bu felaket ortamından kurtulmanın yolunun iktidar yapısının değiştirmekten geçtiğini kaydeden Şener, bu görevin sandıkta vatandaşa düştüğünü ifade etti.

Demokratik açılıma yönelik eleştirilerde de bulunan Şener, bu konunun başta ABD olmak üzere dış güçlerin etkisiyle Türkiye gündemine girdiğini savundu.

'SORUNLAR ABD İLE KONUŞULUYOR'
Türkiye'de aylardır demokratik açılım tartışılmasına rağmen hükümetin açılımın içeriğine ilişkin bir açıklama yapmadığını, sürekli zigzaglar çizdiğini ve ne yapacağını bilmeyen bir görüntü ortaya koyduğunu iddia eden Şener, şunları söyledi: "Zigzaglar sadece ve sadece güvensizlik ortamı derinleştirilir. Süreci tahrip eden, baltalayan, ayrışmayı derinleştiren bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Ama şunu da biliyoruz ki; bu konunun gündeme girişi, başbakanın veya hükümetinin inisiyatifiyle olmamıştır. Özgür basın olmadığı için maalesef sözlü ve görsel basında bu konuda ayrıntılı bilgiler çıkmıyor. Yabancı gazeteleri okursanız, orada açıkça görürsünüz ki, bu demokratik açılımın gündeme girişi, dış güçlerin etkisiyle olmuştur. Başbakan ve hükümeti, bürokratları vasıtasıyla başta ABD olmak üzere bazı yabancı ülkelerle bu konuyu bir yıla aşkın süredir, gizli olarak görüşüyor. Aynen bu ifade kullanılıyor. Aradan aylar geçti içeriğiyle ilgili tek bir cümle duymadık. Ama ayrışma, çekişme, kavga, tereddütler, sürekli yaygınlaşmaktadır. Böyle bir süreç yönetimi olmaz. Yönetim ciddiyet ister. Devlet adamlığı, hükümet etmek, önünü görmek demektir. Ne yaptığını bilmek demektir, adımlarını sağlam atmak demektir. Ülkede güven duygusunu pekiştirerek yol haritasını çizmek ve yürümek demektir. Şuanda böyle bir şey görmüyoruz. Ne olup, bittiğini bilmiyoruz.

BABACAN'IN AÇIKLAMASI ÇOK VAHİMDİR
Daha vahim bir şey Sayın Ali Babacan'ın açıklamasıdır. Basın özgürlüğünün olduğu bir ortamda olsaydı, Babacan'ın açıklaması aylarca tartışılırdı. Fakat sadece yazıldı ve geçildi. Diyor ki sayın bakan, 'Bu açılıma biz Çukurca baskınından sonra karar verdik.' Çok yanlış, vahim bir açıklama. Yani bir mağlubiyetin arkasından bari masaya oturduk demek istiyor. Bir hükümet üyesinin böyle bir söz sarf etmeye hakkı da , cesareti de , yetkisi de olamaz. Ama onun ifade etmeye çalıştığı eğer başbakanın ve hükümetinin ne yaptığını anlatmaya yönelikse, çok daha vahim bir tablo var demektir.

Tüm bu gelişmelere baktığımızda, Türkiye'nin genleriyle oynandığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz.

BU SENARYOYU YÖNETENLER İÇERİDE Mİ DIŞARIDA MI?
Ekonomideki çöküşü, telefon dinlemelerini, kurumlar arası güvensizliği, sürdürülen farklı davaları, demokratik açılımı, Ermeni açılımını, diğer açılımları birlikte değerlendirdiğimizde Türkiye'de sistemi çözmeye, dağıtmaya, ülkenin tüm potansiyelini dağıtmaya yönelik bir senaryonun var olduğunu, birilerinin bilinçli veya bilinçsiz olarak bu senaryonun aktörleri haline dönüştüğünü söyleyebiliriz. Ama bu senaryoyu yazanlar dışarıda mıdır, içerde midir? Bu senaryoyu yönetenler, içerde midir, dışarıda mıdır? Üzerinde çalışılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum."

Kaç kişi bedelli bekliyor ?







Son olarak uygulandığı 1999 yılından bu yana Türkiye gündeminden bir an olsun düşmeyen bedelli askerlik tartışması, “demokratik açılım” süreciyle birlikte yeniden gündeme gelecek mi?

SAVAŞTA TEMELLİ BARIŞTA BEDELLİ
Beklenti o ki, demokratik açılım beklenen sonuçlarla neticelenirse, terör güç kaybedecek, anneler ağlamayacak ve terörle mücadeleye harcanan milyarlarca lira devlette kalacak. Böylece Türk Silahlı Kuvvetleri de “asimetrik” terör tehdidi yerine, asli görevine, yani dış tehditlere karşı mücadeleye yoğunlaşacak. Ordunun profesyonelleşmesi çalışmalarını yakından takip eden ve bedelli askerlik çıkmasını isteyen yükümlüler ise internet forum sitelerinde buluşup ilgili mercilerde hangi lobi faaliyetlerini yürütebileceklerini tartışıyorlar. Parolaları ise tek: Savaşta temelli, barışta bedelli.

PROFESYONELLEŞME TAM GAZ
TSK’nın 2010 yılıyla birlikte vizyonundaki en önemli konu “profesyonelleşme”. Ama bu, Batı’daki anlayışla “askerlik hizmetinin” bir çırpıda profesyonelleşmesi anlamına gelmiyor. TSK’nın öncelikli olarak atmakta olduğu adım, teröre karşı ön cephede mücadele eden komando birliklerini tamamıyla profesyonel personelden oluşturmak. Vatan hizmetinin profesyonel kadroyla yapılması ise kısa ve orta vadede olası görülmüyor. Genelkurmay Başkanlığı, komando birliklerini profesyonelleştirme çalışmalarını iki yıldır sürdürüyor. Amaç, binlerce şehit veren bu birliklerde devamlılığı sağlamak, böylece hemoperasyonların verimini artırmak, hemde eline ilk kez birkaç ay önce silah almış gençlerin şehit düşmesinin önüne geçmek.

KOMANDOLAR 2010’DA ‘UZMAN’
Vatani hizmetini yedek subay olarak yerine getiren yükümlüler artık komando birliklerinde görev yapmıyor. Er ve erbaşların komando birliklerinde görevlendirilmelerine de 2010 yılı bitmeden son verilecek. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 5 komando tugayının profesyonelleşmesi 2010 yılı içerisinde
tamamlanacak. Bugüne kadar temin edilen 2 bin 750 uzman erbaş ile komando birliklerinin yüzde 70’i profesyonel hale getirildi. Halen eğitimi devameden 650 uzman erbaşın daha sisteme girmesiyle bu oran Aralık 2009’da yüzde 86’ya ulaşacak. Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı bir Jandarma Komando
Tugayı’nın tamamının profesyonelleştirilmesi çalışması ise 2008 ve 2009 yıllarında tamamlandı. Er ve erbaşların yerini kadroya yeni katılan 872 uzman erbaş aldı. Jandarma Özel Harekât Birlikleri’nin tamamı artık profesyonel personelden oluşuyor.

‘BEDELLİ’ GÜNDEMDE YOK
Peki, komando birlikleri profesyonelleşirken, demokratik açılım olumlu sonuç verip terörün kökü kazınırsa ne olacak? TSK’nın asker ihtiyacı azalıp, bedelli askerliğin yolu açılacakmı? Anayasa’nın 72.maddesi “Vatan hizmeti her Türk’ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetler’de veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir” diyor. Yurtdışında çalışanların ve kanunda belirli şartları taşıyanların “dövizle askerlik” uygulamasından yararlanması her zaman mümkün. Bedelli askerlik tartışmasının yaşandığı her dönemde,Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı’ndan “Böyle bir uygulama düşünülmemektedir” açıklamaları yapıldı.

BAŞBUĞ: KİMSE EVET DİYEMEZ
Son olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ şunları söyledi: “Bedelli askerlik uygulamasını düşünmemiz söz konusu değil. Önümüzdeki tahminlere dayalı perspektif de bunun pek uygulanma olanağının olmadığını gösteriyor. Bir demoral boyutu var. Terörle mücadele devamettiği zaman kimse bedelli askerliğe evet diyemez. 9 tane vatan evladı şehit oluyor, öbür tarafta 7 bin 500 dolar, 10 bin dolar ödeyerek diğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da askerlik yapmayacak. Bunu biz izah edemeyiz. Türkiye’de askerlik sistemleri çok farklı. Tek tip, daha basit, daha sade, daha objektif bir sistem getirme konusunda ciddi şekilde çalışıyoruz.”

‘BEDELLİ’ 3 KEZ UYGULANDI
Bedelli askerlik konusundaki “ama” ya gelince. Bedelli askerlik daha önce 1987-1989, 1992-1993 ve 1999 dönemlerinde olmak üzere 3 kez uygulandı. Son uygulamanın gerekçesi, 17 Ağustos 1999’dakiMarmara Depreminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin bir bölümünün bedelli askerlikten elde edilecek gelirlerle giderilmesiydi. Bedelli askerlik için Genelkurmay Başkanlığı’nın “istek” yapması, TBMM’den de bu doğrultuda bir kanun çıkarılması gerekiyor.

15 MİLYON GENÇ ASKERLİK ÇAĞINDA
Türkiye’de her yıl 14-15 milyon yurttaşın “askerlik çağı” içerisinde bulunduğu, buna karşın yükümlülerin ortalama yüzde 7’sinin bakaya, yoklama kaçağı ve erteleme durumunda oldukları ifade edildi. Halihazırda 1 milyonun üzerinde tecilli, bakaya ve yoklama kaçağı askerlik yükümlüsü var. En büyük nedeni de “Ya bedelli çıkarsa” umudu.

TSK, EN BÜYÜK 6’NCI ORDU
Türk Silahlı Kuvvetleri 700 bin personeliyle, Çin (2.2 milyon), ABD (1.4 milyon), Hindistan (1.3 milyon), Kuzey Kore (1.1 milyon) ve 1 milyonluk Rus ordusundan sonra dünyanın en büyük 6’ncı ordusu. Buna karşın askeri yetkililer, Türkiye’nin güvenlik bakımından sıkıntılı bir coğrafyada olduğuna dikkat çekiyor ve terör asgari düzeye inse de sayının azaltılmasına olanak bulunmadığını dile getiriyor.

VATANİ HİZMETTE ‘TEK TİP SÜRE’
Genelkurmay Başkanlığı “tek tip askerlik” için formül arıyor. Yani yükümlüler için eğitim düzeylerine göre 6, 12 ve 15 aylık sürelerle uygulanan askerlik modellerinin, “eşitlik” ilkesine göre yeniden düzenlenmesi için arayış var. Öğrenildiğine göre tüm üniversite mezunları için bu süre muhtemelen 6-8 ay olacak. Er ve erbaşlar için 15 ay olan sürenin ilk aşamada değişmesi planlanmıyor.

BEDELLİYE KİM NASIL BAKIYOR

TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ BAŞKANI MUSTAFA EROL:
İster istemez, insanlar arasında ‘falancanın oğlu paraları vardı bedelli askerlik yaptı, bizim paramız yok’ diye kırgınlıklar yaratıyor. Demokratik olgunluğa uygun değil.

TBMM MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU CHP’Lİ ÜYESİ ENSAR ÖĞÜT:
Genelkurmay bunu istemiyor. Terör nedeniyle askere gitmeler azaldı. İleride asker fazlası sağlanırsa bedellinin kesinlikle değerlendirilmesi gerekir.

TBMM MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU CHP’Lİ ÜYESİ FATİH ATAY:
Parası olmayanın askerlik yapması, parası olanın yapmaması adalet anlayışıma uymuyor. Askerlikle ilgili bir düzenleme yapılacaksa, süreler azaltılabilir.

TBMM MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU CHP’Lİ ÜYESİ EROL TINAZTEPE:
Bugünkü şartlar içerisinde gündeme getirilmesi yanlış olur. Çünkü terörle mücadele sürüyor. Bedelli zengin-fakir ikilemi yaratır.

TBMM MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU AK PARTİLİ ÜYESİ MEHMET DOMAÇ:
Şu an için gündememizde olmayan bir konu. Ama terörün asgari seviyeye inmesi sonrasında, asker ihtiyacı azalırsa, bedelli faydalı olabilir.

BEDELLİ İSTEYENLER İNTERNETTE ÖRGÜTLENİYOR:
HAİN DEĞİLİZ, VATANA BORCUMUZU EKONOMİK OLARAK ÖDERİZ
Hepsi 25-35 yaşlarında, işi gücü olan, kimi kariyer yapmış adamlar. Cepleri para görmeye başlamış ama zengin çocukları değiller. Bazıları bekâr, bazıları yeni evli, taze baba. Onları bir araya getiren ortak bir sorunları var: Henüz askerliklerini yapmadılar! Siteler kuruyor, korktukları için internette örgütleniyorlar. Amaçları bedelli askerlik için lobi yapmak. Bugüne kadar gazeteci,milletvekili ve önemli kişilere yüz binlerce mail ve SMS gönderdiler. Her yerde adamları var, istedikleri her bilgiye ulaşıyor, herkesin numarasını, adresini bulabiliyorlar. İstatistiki olarak 5-10 yılda bir bedelli askerlik uygulamasının yapıldığını dikkate alan yükümlüler, nasıl olsa 1-2 yıl içerisinde yine uygulanır diyerek vatani görevlerini erteliyorlar. Bir yandan askerliği ertelerken, diğer yandan bedelli için lobicilik faaliyeti de yürütüyorlar. Günümüzde lobiciliğin en etkili yolu ise internet kuşkusuz.www.bedelliaskerlikistiyorum.com ve www.bedelliaskerlik2009.net gibi pek çok site buluşma noktası.

ANDIÇLANMIŞLAR
Çoğu kapatılmış olan siteler, Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi olarak açıkladığı “takip edilen siteler” arasına bile girdi. İşler durumdaki
www.bedelliaskerim.comsitesinde bedelli bekleyenler için can alıcı bir soru var: Bugün bedelli için ne yaptın?

NEDEN İSTİYORLAR?
Forum sitelerinde buluşanlar kamuoyuna yön veren kanaat önderlerinin bedelli uygulamasını tavsiye eden görüşlerini siyasi parti liderlerine, komutanlara ve köşe yazarlarına kampanyalar düzenleyerek gönderip destek arıyorlar. Türk-İş, Hakİş, TİSK gibi işçi ve işveren örgütlerininEkonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında getirdikleri “Bedelli askerlik uygulanırsa, ekonomik kriz aşılır” önerisi gibi. Bedelli bekleyenlerin milletvekillerine yağdırdıkları mektup özetle şöyle: Her gidecek olan asker; devletimize mali olarak da bir yükümlülük olmaktadır. Oysa; Bedelli Askerlik Yasası’nın çıkması durumunda herkes vatana olan borcunu ekonomik olarak da ödemiş olacak. Vatan haini değiliz, terörist değiliz. Sadece hemkendi kalkınmamızda hemde ülkemizin içinde bulunduğu darboğaza elimizden geldiğince merhem olmaya çalışıyoruz. Biz bu vatan için gerekirse canımızı bir saniye bile düşünmeden veririz. İçimizde çocuğu, kurulu bir düzeni olanlarımız çok. Onları bırakıp gitmek, işyerlerimizi kapatmak, her aybaşı bizden ekmek bekleyen insanlara, zaten ekonomik darda olan ülkemize daha büyük bir darbe değilmi?

MİLYONLARIN REFAHI İÇİN
Bedelli Askerlik Yasası çıkmalıdır diyen bizler; zengin kesimde değiliz. Sadece yaşamaya, geçinmeye çalışan insanlarız. Bedelli Askerlik Yasası; bir kişinin değil,milyonların refaha ermesinde rol oynayacak. Bizler dağlara çıkıp teröristlik yapmıyoruz, vatanımızı satmıyoruz, vatan haini değiliz. Sesimizi duymanız, istenen refaha erişmemize büyük bir adım olacaktır.

FACEBOOK'TA KAMPANYASI BİLE VAR
Bedelli askerlik beklentisi olanların son icadı “Facebook” buluşması. Kasım ayı başında kurulan Facebook’taki sayfa tüm katılımcılara açık. Sayfayı hazırlayanlar “Bedelli askerlik için tek yürek olmalıyız” diyerek yola çıktılar. Hızla artan üyeler arasında erkeklerin yanı sıra kadınlar da var.

İSTEMEYEN VAR MI?
Mehmet Mithat (29-Ankara): Bedelliyi herkes ister. İstemeyen mi var. Çünkü işyerinden uzun süreli izin almak büyük sıkıntı. Eğer bedelli askerlik çıkarsa rahatlıkla izin alıp hem vatani hizmetimi yerine getirmiş, hem devlete olan borcumu ödemiş, hem de işimi kaybetmemiş olurum. Üniversitelerden mezun pek çok donanımlı insan, işini kaybetme korkusu yaşadığı için askerlik görevini erteliyor ya da asker kaçağı durumuna düşüyor.

DÖNÜŞTE İŞSİZ KALMAK İSTEMİYORUM
Fikret Özmenteşe (28-Yozgat): İş hayatımı bırakıp üniforma giymek istemiyorum. Vatan için canımız feda ama önce karnımızı doyurmamız lazım. Askerden döndüğümde işsiz bir genç olarak 30 yaşından sonra hayata sıfırdan başlamak Türkiye’nin bu şartlarında çok zor.

ANNEME KİM BAKAR
Mustafa Aydın (28): Ailem beni okutabilmek için her şeyi yaptı ve liseden sonra kalburüstü sayılacak bir üniversitede öğrenime başladım. İkinci yılımda annem felç geçirdi. Belirli bir müddet tedavisiyle uğraştım, babam okul masrafım için inşaatta çalışıyor, evle ilgilenemiyordu. Üniversiteyi askıya alıp 4 yıl hem anneme hem babama yardımcı olmaya çalıştım. İki yıl evvel, tam annem düzeldi derken, babamı kaybettim. Tek çocuğum. Askerlik geldi çattı tabii bu arada. Okuma yazması olmayan bir kadın 69 yaşında o hastane bu eczane, elektrik, su yatırma gibi işleri nasıl becerir? Her gün nasıl odun kırıp sobayı yakar? Tek başına tek evladı olmadan 15 ay nasıl dayanır? Lütfen sesimi duysun birileri. Benim bedelli askerlikten başka şansım yok.

GENELKURMAY'DAN TEŞVİK
Askerlik çağındaki genç nüfusun bir bölümü günlerini bedelli askerlik hayaliyle geçirirken, Genelkurmay Başkanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı askerliği özendirici, teşvik edici ve korku duyanları motive edici uygulamalar yürürlüğe koyuyor. Bunlardan başlıcası e-devlet uygulaması. Askerlik çağındakiler artık adres bilgi güncellemesi, son yoklama, celp dönemi tercihi ve yedeklik hizmetlerini internet üzerinden yapabiliyorlar. Milli Savunma Bakanlığı Asker Alma Dairesi’nin internet sitesini ziyaret edenleri ise vatani hizmete teşvik eden şu sözler karşılıyor: “Askerlik dönemi, yaşamınızın en sıcak, en zengin ve anlamlı anlarını barındıracak bir dönemi olmaya adaydır. Emriniz altında görev yapacak olan Mehmetçik ve vatan savunması için emrinize tahsis edilecek silahla birlikte yurdun savunulması görevi, eğitiminizin sonunda silah arkadaşımız olarak sizlere de tevdi edilecektir. Askerlik şubeleri sizlere hizmet için kurulmuştur. Askerlik şubelerini ziyaret etmekten ve iletişim sağlamaktan çekinmeyiniz. Asker ocağının sıcak ve samimi ortamında vatan evlatlarının, Atatürk ilke ve idealleri doğrultusunda eğitilmesi görevinde başarılar dileriz.”