TBMM’DE TÜRKÇE KONUŞULUR, TÜRKÇE YASAMA YAPILIR

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te Kürtçe konuşmaya ilişkin takipsizlik kararı verilmesine tepki göstererek "TBMM’de Türkçe konuşulur, Türkçe yasama yapılır, herkes bunu anlamalıdır. Herkes de bunu koruma sorumluluğunda olduğunu bilmelidir." dedi. -Vural, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in Ergenekon soruşturmasıyla ilgili sözlerini "Kendisi Milli Eğitim Bakanı mı özel yetkili cumhuriyet savcısı mı? Siyasilerin bu konuya müdahil olmaması lazım" şeklinde değerlendirdi.

-Vural, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un açıklamalarının ardından gündeme gelen TCK’nın etkin pişmanlıkla ilgili 221’nci maddesine yönelik tartışmaları "PKK’ya af yolunu açacak her türlü girişim terörle mücadeleye darbedir" sözleriyle değerlendirdi.

ANKARA (ANKA) -MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te Kürtçe konuşmaya ilişkin takipsizlik kararı verilmesine tepki göstererek "TBMM’de Türkçe konuşulur, Türkçe yasama yapılır, herkes bunu anlamalıdır. Herkes de bunu koruma sorumluluğunda olduğunu bilmelidir." dedi.
Vural, MHP Tokat Milletvekili Reşat Doğru ile birlikte Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in Ergenekon soruşturması kapsamındaki 12’nci dalga gözaltılarıyla ilgili söylediği sözlerin hatırlatılması üzerine Vural, "Kendisi Milli Eğitim Bakanı mı yoksa özel yetkili Cumhuriyet Savcısı mı? Yargıya müdahale etmesinler. Bu konuyu siyasiler niye değerlendiriyorlar? Yeteri kadar savcı var. Bu konularda siyasilerin müdahil olmaması lazım. Eğer bu iş siyasileştirilirse, yargıya siyasi müdahale olursa, savcı sonuç alamaz. Onun için savcıları ve yargıçları rahat bıraksınlar, müdahale etmesinler. Bu gibi konularda yürütmenin, bakanların yorum yapmalarını ve bunun siyasi bir malzeme olarak kullanmalarını çok yanlış buluyorum." diye konuştu.

-"TBMM’DE TÜRKÇE KONUŞULUR"-

Vural, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Meclis’te Kürtçe konuşulmasına ilişkin verdiği takipsizlik kararının sorulması üzerine ise Cumhuriyet Başsavcılığının süratle gerekçeli kararını açıklaması gerektiğini söyledi. Kararın ardından "Meclis’te Türkçe dışında başka bir dilde konuşma yasağı olmadığı, bu yönde bir düzenleme olmadığı’ tartışmalarının yapıldığını hatırlatan Oktay Vural şunları söyledi:
"Anayasamızın 3’ncü maddesinde Devletin dili Türkçe’dir deniyor. Anayasamız diyor ki, egemenlik anayasadaki yetkili organlar aracılığıyla kullanılır. TBMM devletin bir organı değil mi? TBMM’de Türkçe konuşulur, Türkçe kanun yapılır, anayasamızın amir hükmü de budur.Hangi gerekçeyle nasıl bir takipsizlik kararı vermiş, neden vermiş, bu konuları açıkçası bilmiyorum ama egemenlik yetkisini parlamento kullandığına göre bu parlamentonun dili de Türkçedir. Önüne gelen istediği dilde konuşur mu deniyor? Türkçenin korunması hem parlamentonun hem yargının görevidir."

-"FRANSIZCA MI KONUŞALIM"-

Siyasi partiler Kanunu’nun 81’nci maddesinin, siyasi partilerin kongrelerinde açık ve kapalı salon toplantılarında Türkçe’den başka bir dil kullanamayacaklarının yazıldığını hatırlatan Vural, "Bu kanun değil mi? Bu kanun ortada iken Türkiye’de etnik azınlık oluşturma ve Türkçe’yi adeta yok sayan bir yaklaşım tarzını bir hukuk düzeni esası haline dönüştüren bu yaklaşım tarzını kabul etmek mümkün değil" dedi. Grup toplantılarının bir siyasi partinin kapalı salon toplantısı olduğunu belirten Vural, "TBMM’de başka dillerde konuşulacağına ilişkin yasak yokmuş deniyor. Bu milletin, devletin dili Türkçe’dir. Ne konuşacağız Fransızca mı? MHP olarak böyle bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değildir. Bu milletin, bu devletin dilini bozmaya ve bu milleti, devleti dilini çokdilliye dönüştürmeye yönelik oyunu bozmaya da kararlıyız." diye konuştu. "TBMM’de hangi dilde konuşulacağına dair açık hüküm olmadığı"nı söylemenin Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü bozmaya yönelik faaliyet olduğunu da belirten Vural şöyle konuştu:
"Kanun burada, anayasa burada. Herkes kendine gelsin, bu gafletin sonunun nereye gideceği konusunda herkes dikkatli olmalıdır. Kanunun amir hükmü vardır. Kimse TBMM’de hangi dilde konuşulacağına ilişkin açık bir hüküm olmadığını söyleyemez. TBMM’de Türkçe konuşulur, Türkçe yasama yapılır, herkes bunu anlamalıdır. Herkes de bunu koruma sorumluluğunda olduğunu bilmelidir. Bu konuda bir boşluk da yoktur."

-"HEPİMİZ TÜRK MİLLETİNİN BİRER FERDİYİZ"-

Vural bir başka soru üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un "Türkiyelilik açılımı" olarak nitelendirilen sözlerini değerlendirdi. Vural "Anayasamızda Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür diyor.Bu milletin adı Türk milletidir, vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür. Bunun dışında başka bir tartışmaya girmeye gerek yok. Türk milletinin hepimiz birer ferdiyiz. Bu milletin adının Türk milleti olduğu konusunda herhangi bir tartışma yoktur. Genelkurmay başkanının yaptığı bütün konuşmayı dikkate aldığınız zaman zaten üst kimliğin de Türk milleti kimliği olduğu konusunda bir değerlendirmesi olmuştur. Hepimizin etnik kimliği farklı olabilir ama hepimiz büyük Türk milletinin birer ferdiyiz." dedi.

-"PKK’YA AF CESARETLENDİRİR"-

Vural, TCK’nın 221’nci maddesine yönelik tartışmalara ilişkin bir soruya ise "PKK’ya af yolunu açacak her türlü girişim terörle mücadeleye darbedir. Şehitlerimizin gazilerimizin ailelerinin, hepimizin vicdanını sızlatır. PKK’ya affın önünü açacak her türlü girişim siyasi çözüm adı altında PKK’nın istek ve arzularına teslim olmaktır. Onun dışında eğer TCK’daki etkin pişmanlıkla ile ilgili uygulamadan kaynaklanan, bir takım sorunlar, iletişimden kaynaklanan bir takım sorunlar varsa hükümet bunları aşmaya çalışmalıdır. Dolayısıyla PKK’ya af getirecek herhangi bir düzenlemenin Türk milletinin birlik ve bütünlüğüne kast eden PKK’yı cesaretlendireceğini düşünüyoruz." yanıtını verdi.