Eşref Bitlis Suikasti

Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis, Kürt meselesinin çözümünde Irak-İran ve Suriye ile birlikte davranma politikasını benimsemişti ve Irak'ın toprak bütünlüğünü savunuyordu. Bölgedeki Kürt grupların liderleriyle görüşerek onları ABD'nin güdümünden çıkarmaya çalıştı. Hatta bu noktada büyük mesafe kaydetmişti. "Eşref Bitlis Planı" olarak bilinen bu politikalar sayesinde Kürt sorununda bir dönüm noktasına gelindi. Org. Bitlis, sorunun çözümünü Kürdümüzü kazanmakta görüyordu. Eğer uçağı düşürülmeseydi, Diyarbakır'a geçecek ve bu konuyla ilgili çeşitli görüşmeler yapacaktı.

Org. Eşref Bitlis, yaşamının tehlikede olduğunu bildiğinden temkinliydi. Uçağının 17 Şubat 1993 tarihinde düşürülmesinden tam iki ay önce, 17 Aralık 1992'de Kuzey Irak'a giderken helikopteri Çekiç Güç uçakları tarafından taciz edilmişti. İncirlik'teki Çekiç Güç karargâhından kalkan ABD'ye ait uçakların yaptığı bu taciz, suikastla sonuçlanmadı ancak geleceğin habercisiydi. Org. Bitlis'e kuvvetli bir uyarı yapılmıştı. Ancak Jandarma Genel Komutanı, ABD'nin çıkarlarına engel olan politikalarından vazgeçmedi. Çekiç Güç'ün kukla devleti kurmak için çalıştığını belirten bir de rapor hazırladı. Üstelik bir sonraki Genelkurmay Başkanlığı için de en güçlü adaydı. ABD, Ortadoğu projelerine çomak sokan bir Genelkurmay Başkanı istemediği için düğmeye bastı ve suikast gerçekleşti. Esenboğa Havalimanı'ndan Diyarbakır'a gitmek üzere havalanan uçağın düşmesi sonucu Org. Eşref Bitlis, yaşamını yitirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, uçağın buzlanma ve pilotaj hatası sonucu düştüğünü bildirdi. Ancak Aydınlık dergisinin 3 yıllık bir çalışma sonucunda yaptığı saptamalar, belgeler ve tanıklarıyla olayın suikast olduğunu ortaya koymaktaydı. 25 Ağustos 1996 tarihli Aydınlık'ta, Ordu'da o tarihte önemli görevde olan bir General'in, bir garnizonda, iki albayın önünde yaptığı açıklamalar yayımlandı. Bu açıklamalar, General'in kişisel görüşleri değil, Ordu'nun Bitlis suikastı konusundaki ilk açık değerlendirmesiydi. Nitekim, General'in saptamalarının önemli bir bölümü, röportajın yayımlanmasının ardından kısa süre sonra, 4 Kasım 1996'da tamamlanan Bilirkişi Raporu ile herkesin gördüğü bir gerçek haline geldi.

Org. Eşref Bitlis, Amerikan Gladyosu tarafından katledilmesine rağmen, Ergenekon tertibinin hedefi olmaktan da kurtulamadı. Şenkal Atasagun başkanlığındaki MİT'in 2002'de hazırladığı Ergenekon Şemasında, örgütün yöneticileri arasına yerleştirildi. Üstelik bu şemada ve 2455 sayfa Ergenekon iddianamesinde 3 Genelkurmay Başkanı ve 3 Jandarma Genel Komutanı suçlanıyor. Bu Jandarma Genelkomutanlarından biri de Org. Eşref Bitlis. Org. Bitlis'in uçağının suikast sonucu düşürüldüğünü ortaya çıkaran Adnan Akfırat ve bu konun üzerine gidilmesinde hukuk mücadelesi yürüten Avukat Nusret Senem de bugün Ergenekon üyesi olmakla suçlanıyor. Bu olgu, şemanın kimler tarafından hazırlandığını, iddianamenin kimler tarafından yazıldığının kanıtıdır.