Türkiye'nin önünde bir çok yapısal nitelikli konular var. Bu konuda çabalarımızı sürdürmeyi görev biliyoruz. Türkiye'nin malum gündemi aynı sıkıntılar etrafında dönüyor. Ekonomide güven verici bir adım atılması söz konusu değil. Belgeler güvenilir değil. Bütçe güvenilir olmaktan çıktı. Yeni borçlanma teklifleri meclise geldi. 5 kat borçlanma söz konusu. Bunun sonucu iyi olmayan haberler gelmeye devam ediyor. Mayıs ayı rakamı yüzde 40 düştü. Toplam rakam bir önceki yılın altında kaldı.
İşsizlik temel sorun. Tarıma yönelik tedbirler henüz alınmış değil. TMO'nun uygulamasını vatandaş ilgiyle izlemektedir. Bütün bunlar hükümetin sağlam bir politika çizemediğini gösteriyor.
Ergenekon davası
Ergenekon dünyada ve TÜrkiye'de hukukun üstünlüğünü sorgulatan bir süreç olma konusunda ilerliyor. Mesela Başbakan'ın açıkladığı konularda bilgi kirliliği yaşandığı ifade edilmektedir. Bütün Ergenekon şemasının altında bir ihbar mektubu yatmaktadır. Davanın temelinde bu vardır. MİT bize gelen istihbaratı gönderdik dese de bu durumu görmemek mümkün değildir.
Türkiye'de hukuk devleti bakımından sıkıntılar olduğu gözlenmiştir. Ulaştıma Bakanının dinleme konusundaki açıklamaları manidardır. Bu dava Türkiye'de yıllar boyunca bir temel belge olacaktır. Bu davanın temelini oluşturan Danıştay davasında ifşaatının kim tarafından yapıldığını gündeme gelmişti.. O ifşaat üzerinden, dava bunun üzerinden yürütülüyor.
Başbakan'a dedim bu davanın altında kalırsın
Bu davanın altındaki kişinin ifşaatları ile bu dava götürülüyor. 89 kişi yi kasten adam öldürmeye teşebbüs, kasten adam öldürme suçundan 9 yıl hapis. Ablasını öldürmek , nüfus kağıdı üzerinde oyun, öz yeğenini fuhuşa zorlamaktan hapis cezaları alan bir tanık. Bu davada mahkum olacak Ergenekon açılınca kendine yeni gelecek yaratmak üzerine itiraflarda bulunacak bu dava götürülecek. O yüzden Başbakan'a dedim bu davanın altında kalırsın. Bu haksızlığın piyonu haline gelmeyin.
Saylan'ın ne ilgisi var
Tabiki terörün üzerine gidilmelidir ama tutuklanan Saylan, Haberal'ın rektörlerin bunla ne işi vardır. Sen siyasi hesaplaşma getireceksin diye 70 milyonun bu davaya seyirci kalması mümkün mü kalsa da biz kalmayacağız.
Oradakiler düşman değil
Silivri'den kötü haberler geliyor. Oradaki sağlık sorunları ile ilgilensinler. Adalet Bakanlığı'na sesleniyorum onlara düşman muamelesi yapmasınlar. Hatırlarsınız bu örgütün finansçısı olarak ifade edilen insna hastanede yokluktan öldü. Yazık değil mi bunlar. Silivri'den acı haber gelebilir. Dikkatinizi buna çekmek istiyorum.
Hala dava yok
Türkiye'de yaşanan ve iddia etmekten öteye geçmiş olan Alman Mahkemesi tarafından kanıtlanmış olan yolsuzluklarla ilgili ne yapıldığı çok önemli bir sorundur. Yolsuzluğu yapan Türk vatandaşı paralar Türkiye'ye geldi Türkiye bu konuda bir şeyler yapamıyor. Ortada söylenen sözlerin hiçbir inandırıcı tarafı yoktur. Dosya geldi tercüme edildi dava açıldı mı? Hala dava yok. Değerli arkadaşlarım bu konuda dava için Almanya'dan belgeye muhtaç olabilir miyiz? İhlal edilen Türkiye'nin hukuku değil mi? Dava açılamadı. Alman mahkemesi kendi ihtiyacı için adli yardımlaşma çerçevesinde Türkiye'den belgeler gönderildi. Belgeler gönderildi mi? Bu konu şikayet edilince eski Adalet Bakanı diyor ki dava açılırken belgeler tam olmalı diyor. Sanki Ergenekon Merih'te açılıyor. Orada da öyle yap.
RTÜK Başkanı'nın istifası
Nihayet son zamanlarda hükümet sıkıntıya düşmüş olmalı ki, ben istifasını uygun olacağını kendisine ifade ettim gibi bireysel aklanma yoluna gidiyorlar RTÜK konusunda. Sonra istifa konusunu açıkladı. 3 kez başkan olmayacağını söyledi. Bunu başbakan yardımcısı söylüyor. Herkes ben de söylemiştim diyor. Uygun görmüyor. Uygun görmüyorsanız gereğini yapın. Şimdi RTÜK başkanı Başbakan dışında bütün kabine üyelerini parmağında oynatıyor. Eğer onu oradan halledemiyorlarsa arkalarında duramayacakları iddiaları söylemiş gibi çıkmasınlar.. Hiç değilse hazmettiklerini ortaya koysunlar. Bu çok acıklı manzaradır. Bunu büyük üzüntüyle kamuoyunun dikkatine sunuyorum.
Mayın tartışması
Son günlerin en çok tartışılan konusu Mayın temizleme konusuna değinen Baykal, "Mesele mayınların temizlenmesi konusu değil. Asıl mesele Suriye sınırı boyunca kamu arazilerini yarım asra yakın bir süre içinde verilmesidir. Yaşamsal konu asıl budur. 917 bin civarında mayın temizlenecek.
2014 yılına kadar bütün kara mayınları temizlenecek. Bu işin uluslararası boyutu çerçevesinde bütün kurumlara yardımlaşma ile yapılmasıdır. Biz de bu yardımı kabul edilmişiz. Bu konuda fonlar var. Teşkilatlar var. Bu bir konu 900 bin mayın. Biz 600 bini konuşuyoruz. 300 bin ne oluyor. 300 bin bırakılabilirse 600 bin neden bırakılamaz.
Hangi ülke 'gel sen temizle' diyor
Şimdi sen neyin peşindesin mayın temizleme peşinde misin? Arazi kiralama peşinde misin? 300 bin mayın o arazinin üzerinde değil.. Dünyada pek çok ülke mayından kurtulmak için proje yapıyor. Dünyada hangi ülke 'gel sen temizle' diyor bir başkasına...Mayından arazimizi temizlemek istiyorsak yasa çıkartmaya gerek yok. Ama biz eğer toprakların yarım asra yakın bir başka yabancı ülkeye devredilmesi peşindeysek o zaman yasaya ihtiyaç var. Danıştay zaten tespit etmiştir...
Tarımsal üretim yapmanın gerekleri arasında bir paralellik mi var? Mayın temizleme konusunda uzmanlaşmış bir firma tarımdan ne anlar? Toprağı işlemekten ne anlar? Peki biz bu iki ayrı işi bir firmanın yapmasını niye istiyoruz?
Başbakan'ın uçak parasıyla bu iş yapılır
Bunu yapacak olan hükümettir. Eğer biz mayından temizlenme işine değil de mayınların yarım asır toprağıyla bir başkasını verecek miyiz ? Bu iki faaliyeti tek bir ihaleye sokma gerekçemiz hiçbir sağlam gerekçeye dayanmaz. Bunun parasını bulamıyoruz. Bu olamaz diyoruz. Peki o iş karlı değilse o firma neden girsin bu işe. Bu çok büyük harcamaları mı getiriyor? Eğer bu böyleyse birçok ülke bu mayın konusunun üstesinden gelmiş. Biz neden başaramıyoruz. Acaba başaramıyor muyuz? Bu konuda kamuoyuna çok değişik yanlış bilgiler verildiğini biliyoruz. Bunun 100 milyon dolar ile 300 milyon dolara yapılacağı ifade edilmiştir. Bu işi bizzat yapan bir işadamı İbrahim Çeçen "bu iş 100 milyon doların altında yapılır" dedi. Bu parayı Türkiye'nin ödeyemeyeceğini düşünmek mümkün mü? Başbakan bir uçak aldı 60 milyon dolara. Hatta uçak parasına da bu iş yapılır.
İran'la doğalgaz antlaşması
İran'la yapılan doğal gaz anlaşmasında al da öde formülü var. Yani biz şu kadar gaz alacağız deyip ama bir türlü tüketememişiz. 700 milyon dolar Türkiye'nin yanlılş imzası sonucu yükümlülük altına girdi. Sen gaza 700 milyon dolar vereceksin ama Suriye sınırının faturasına gelince al bu toprakları yarım asır sen kullan diyeceksin. Bu mümkün mü? Bu herhangi bir toprak değil. Sınırdaki bir toprak. Terör coğrafyasındaki bir toprak. Bölgede bir çıkar siyaseti mi var? Bölgede bir ülkenin çıkar siyaseti mi var? Başbakan faşizm diyerek bu işi kurtaramaz. Gelsin faşizm ayrı konşalım ama bu kabul edilemez.