Ekonomiyi zenginler KÜÇÜLTTÜ

Taraf yazarı Süleyman Yaşar'ın iddiası ortalığı karıştıracak. "Ekonomiyi zenginler bilerek küçülttüler" diyen Yaşar, " Türkiye ekonomisi 2009 yılının ilk üç ayında yüzde 13,8 oranında daraldı. Ekonomik daralmanın nedeni imalat sanayindeki gerilemeden kaynaklanıyor. İmalat sanayinden kaynaklanan bu gerileme diğer verilerle karşılaştırıldığında pek anlamlı görünmüyor." dedi.

İmalat sanayiindeki daralmalar fazla gösterildi
Türkiye'de 2009 yılının ilk üç ayında elektrik tüketimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 oranında azalarak 47,8 milyar kilovatsaat oldu. Sanayide ve ulaşımda en çok kullanılan yakıt olan motorin tüketimi ise 2009'da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,1 oranında daraldı. İki önemli üretim girdisinde daralmanın daha düşük olmasına rağmen imalat sanayindeki daralmanın çok fazla olması yapay bir gerileme olabilir. Çünkü İstanbul Sanayi Odası alt komisyon toplantılarında imalat sanayiindeki daralmalar kasıtlı olarak olduğundan fazla gösterildi.

Rakamları çarptırmanın nedeni iktidar mücadelesi
Peki, kasıtlı olarak imalat sanayiinde yüksek gerileme göstermenin nedeni nedir? Rakamları çarpıtmanın nedeni iktidar mücadelesi. Çünkü, İstanbul sermayesi iktidarın ellerinden kayıp gittiğini görüyor. Bu nedenle Ak Parti hükümetini hemen iktidardan uzaklaştırmak istiyor. Ekonominin hızla daralması ve işsizliğin artması iktidarı sıkıştırmak için İstanbul zenginlerinin en önemli kozu.

Zenginler bütçenin nimetlerinden kendileri faydalanmak istiyor
Zenginler irtica korkusu yaratıp siyasette askerin, bütçe de açık korkusu yaratıp ekonomide IMF'nin gelmesini istiyorlar. Zenginler, seçilmiş iktidarların bütçeyi yönetip Anadolu sermayesine ve yerel yönetimlere kaynak aktarmasına karşılar. Bütçenin nimetlerinden kendileri faydalanmak istiyorlar.

Bankacılıktaki büyüme kafaları karıştırıyor
Yılın ilk üç ayında ekonomideki daralmanın yapay olması ihtimalini kuvvetlendiren bir diğer gösterge ise bankacılık kesiminin 2009'un ilk üç ayında yüzde 10,8 oranında büyümesi. Bankacılık kesiminde bu kadar büyük bir genişleme imalat sanayiindeki daralma rakamının yapay olabileceği kuşkusunu akla getiriyor.

TÜPRAŞ'ın satış hasılatı da şaşırtıcı
Ayrıca şaşırtıcı bir örnek vermekte fayda var. 2008 yılının ilk üç ayında TÜPRAŞ'ın satış hâsılatı 6 milyar liraydı. 2009 yılının ilk üç ayında satış hâsılatı 3,4 milyar lira oldu. Satış hâsılatındaki bu gerileme miktar gerilemesi yanında ham petrol fiyatlarındaki gerilemeden de etkilendi. Çünkü, 2008'in ilk üç ayında ham petrol varil fiyatı ortalama 96,90 dolardan, 2009'un ilk üç ayında ortalama 44,40 dolara geriledi. Fakat TÜPRAŞ'ın satış hâsılatındaki bu gerilemeye rağmen TÜPRAŞ 2008'de yüzde 6,45 olan brüt kâr marjını, yüzde 6,72'ye çıkarttı. Aynı zamanda TÜPRAŞ'ın rafineri marjı varil başına tarihinin en yüksek seviyesine ulaşarak 2009'un ilk üç ayında 9,32 dolara yükseldi. Oysa Akdeniz rafinerileri marjı aynı dönemde varil başına 3,44 dolar oldu. Böyle bir ekonomik daralma keşke herkesin başına gelse.

Ekonomik durgunluğun ötesinde iktidar mücadelesi
Peki, zenginler kârları arttığı halde niye medyada kriz gürültüsü yaratıyorlar? Anlayacağınız ortada ekonomik durgunluğun ötesinde bir iktidar mücadelesi var. Büyük zenginler, iktidarı Anadolu'dan gelen yeni zenginlerle paylaşmak istemiyorlar. Başörtüsüyle jeep kullananlar, zenginlerin okuduğu okullara girmek isteyen Anadolu'nun yeni zenginlerinin başı örtülü çocukları büyük zenginleri kızdırıyor. İşte bu nedenle onların amacı Ak Parti iktidarını en kısa sürede görevden uzaklaştırmak, böylece Anadolu sermayesinin iktidara ortak olmasını engellemek.

Yasa çok hızlı çıktı eleştirisi
AB reformları geciktiği için hükümeti eleştiren TÜSİAD, hükümet AB'ye uyum amacıyla darbe teşebbüsünde bulunan askerlerin sivil yargıda yargılanmalarını sağlayacak yasayı çıkarınca bu defa yasayı çok hızlı çıkarıldığı için eleştirdi.

İşsizlik yüksek görünsün diye yeni eleman almıyorlar
Hükümetin bir an önce gitmesini isteyen zenginler, Ak Parti hükümetini devirmek için ekonomik daralmayı bile yapay olarak yüksek göstermekten çekinmiyorlar. Onlar işsizliği arttırıp sosyal kaos yaratmayı planlayıp işyerlerinde pek çok çalışanın işine son veriyorlar. İhtiyaçları olsa bile sırf işsizlik yüksek görünsün diyerek yeni eleman almıyorlar. Ekonomik büyümenin gerilemesi, işsizliğin artışı hep büyük zenginlerin lehine. Çünkü ekonomi küçülse bile onlar kârlarını arttırıyorlar. Bir de seçimle gelen hükümetin yerine siyasette askeri, ekonomide IMF'yi koyabilirlerse eski düzeni sürdürmekte hiç zorlanmayacaklar...