Yedi düvelin oyununun son perdesi

Ülkeyi ve dini parselleyerek asıp kesen AKP faşizmi ve etrafındaki gerici-faşist zihinlerin azgınlığının egemen olduğu ülkede Abdullah Gül gibi bir sinsi tarikatçı Cumhurbaşkanı ve Tayyip Erdoğan gibi bir molla Başbakan olursa, Sivas katliamında olduğu gibi "galeyana gelen halk" da önüne geleni yakar, yıkar ve de linç eder.
Yobazlar bizleri ve Anadolu'muzu karanlık günlere taşımaya ne kadar kararlıysa, bizler de onlar kadar demokrasi ve özgürlük tutkusuna, laikliğe ve de özgürlük mücadelesine sarılmakta kararlı olmalıyız. Bu vahim gidişata dur demek mümkündür.
Ulusal Parti'nin örgütlenmesi, tüm milli güçlerin önünde acilen gercekleştirilmesi gereken bir hedeftir. Emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı tüm milli güçleri üzerlerine düşen görevi yerine getirme konusunda uyarıyoruz. Benim olsun küçük olsun anlayışında olanların tarihi sorumluluğu bulunmaktadır. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.
AKP, şartları olgunlaştırıyor.
Hem yasaları iğdiş ederek PKK'nın önünü açıyor ve daha fazla asker şehit edilmesine sebep oluyor hem de "Bakın açılım yapmazsak daha fazla evladınız şehit olacak." diye insanları tehdit ediyor. AKP, şehitler üzerinden politika yapıyor ve iki türlü de kullanıyor.
Dikkat etiniz mi hiç?
Sıfır terörle 2002'de aldıkları ülkede bugün terör azmış, terörist sadece doğuda, dağlarda değil; Meclis'te de rahatça faaliyet göstermekte. Şartların iyice olgunlaştığını düşündüklerinden olsa gerek "devlete ortak etmenin veya devleti yıkmanın adı olan açılım teranesi"ni terennüm edip duruyorlar. Üstelik bunu da yine şehitlerimizi kullanarak, Türk ana babaları tehdit ederek yapıyorlar. "Gözyaşlarınızı dindireceğiz, karşılığında vatanınızdan vazgeçeceksiniz." şantajı yapmaktalar. AKP'nin "analar ağlamasın" demesinin Türkçesi budur.
"İcraatlarına meşruiyet kazandırmak için şartları olgunlaştırmak" zaten Amerikan uşaklarının evvelden beri ustaca uyguladıkları bir iştir. Düşman, Türkiye üzerindeki projeleri her zaman darbelerle gerçekleştirmiyor, bazen de AKP türü daha az maliyetli projelerle de yürütüyor.
"BOP'un eşbaşkanıyım" diyen birinin kaç zamandır icra koltuğunda nasıl oturabildiğini sanıyorsunuz siz?
"Açılım" dedikleri Washington-Vatikan menşeli ihaneti böyle okumak ve işledikleri suçun çerçevesini böyle çizmek en doğrusudur. Tekrarlayalım; Tayyip Erdoğan ve şürekâsı hain değildir. Onlar "misyonlarının gereğini yapmaktadır". İzmir'i işgal eden Yunan kuvvetlerini karşılayan Rumlar hangi suçu işledilerse, bunlar da aynı suçu işlemektedir.
ABD, AB, İngiltere ve İsrail; Aydın Doğan, Star, Akit, Yeni Şafak, Zaman, Türkiye, Kanal 7, STV ve bunların uzantıları, Türk devletini ve milletini yıkmak için AKP ve PKK üzerinden yürütülen mücadelede korunacak ve yönlendirilecek. Fethullah Gülen'in cemaatini "Türk devletini tasfiye planı"nda, PKK ve AKP ile birlikte çalışacak; AKP, Zaman, Stv ve Fethullah Gülen kuruluşlarına bu yönde tüm yasal desteği verecek. Başbakanlık koltuğunu işgal eden Türk ırkıyla soy sorunu olan kişidir, herkes gurur duysun... Biliyorum, burada anlattıklarım yazar, gazeteci, aydın, politikacı, hukukçu vs. kılığında dolaşan kimi sapkınlara daha sadist hazlar yaşatacak. "Eee, çeksinler cezalarını, yaşın yanında kuru da yanar." diye pis pis sırıtacaklar. "Biz neymişiz yahu!" diyerek zevkten kıvranacaklar. "Bütün kurumların, bütün kavramların, bütün insanlık değerlerinin nasıl da içini boşalttık" diye sevinç çığlıkları atacaklar. bu felaketin adına "değişim" diyecekler, "dönüşüm" diyecekler, "demokrasi" diyecekler. Televizyonlarda birbirlerini ağırlayıp ahlaksız bir şımarıklıkla konuşacaklar da konuşacaklar... Ama unutmasınlar, hiçbir bataklık yoktur ki kendini yaratanı da yutmasın... Ve yoldan çıkmış, sapkınlığı seçmiş bir kavim yoktur ki Allah'ın gazabına uğramasın. Unutmasınlar; hakim susarsa, o kadim vicdan susarsa, her şey susar. Bölünmüşlük... "Bir olalım, diri olalım." dedik ama kimseyi inandıramadık, dinletemedik bu bir yedi düvel oyunudur. Ve oyunun son perdesidir. Bu oyunda Batının 300 küsür şirketi, ağzından salyalar akıtarak, diş geçirdikleri doğal zenginliklerimize el koymak için yeni anayasa beklemektedir. Durum artık partiler üstü bir durumdur. Ne yazık ki gerçek bir muhalefet uzun yıllar önce budanmış ve yeri boş kalmıştır. Lider olabilecek kişiler öldürülmüş ya da içeri tıkılmıştır. Görev halk'ındır! Hangi partiye yakın olunursa olunsun, Türkiye'nin bekası için, bu milletin geleceği, varlığı, devamı için, emperyalist odakların son oyunu bozulmalıdır! Herkesin ve her şeyin sonu gelir..
Türk milleti ve Türk devleti bu ihaneti boğacaktır