İddianeme okuma işleminin bitirilmesinin ardından sanıkların savunmalarının dinlenmesine geçildi. Savunmalara Ümraniye'de bulunan el bombalarının sahibi Oktay Yıldırım'la başlandı.
Yıldırım emniyete getirildiğinde bombalardan sorumlu tutulduğunu ve bombaları ne kendisi ne avukatı ne de imha kararı veren mahkemenin gördüğünü söyledi. Yıldırım'ın ardından bombalarının bulunduğu gecekondunun sahibi Ail Yiğit'in savunmasına geçildi. Ali Yiğit, Ümraniye’de bulunan el bombalarının Oktay Yıldırım’a ait olduğunu savundu ve kendisini tehdit eden kişilerin bu konudaki ifadesini değiştirmesini istediklerini söyledi.
Danıştay saldırısının azmettiricisi olmakla suçlanan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, savunmasında soruşturma sürecinde iyiniyetle savcı Zekeriya Öz’e yardımcı olmaya çalıştığını ve çeşitli mektuplar yazdığını ancak soruşturma gizliliği olmasına rağmen bizzat savcının eli ile yandaş medyaya tahrif edilerek servis edildiğini gördükten sonra yazmaktan vazgeçtiğini söyledi. Tekin Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan’ın yakın çevresindeki kişilerin ifadelerinden, her iki olayın da dini motifli olarak işlendiğinin anlaşıldığını ve Arslan’ın bulunduğu ortamın ulusalcı yapıdaki kişilerden oluşmadığını iddia etti. Tekin çapraz sorgusunda savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in Alparslan Arslan ile ilişkilerini” sorması üzerine Arslan ile 3-4 kez görüştüğünü, ancak olay tarihinden 1,5 yıl öncesine kadar hiç görüşmesi olmadığını söyledi. Savcı Pekgüzel’in, kayıtlara göre Arslan'la aralarında 31 adet telefon görüşmesi bulunduğunu, son görüşmeyi Danıştay cinayetinden 6 ay kadar önce yaptıklarını belirtmesi üzerine de Tekin, “Kesinlikle irtibatım yok, niye gizleyeyim” cevabını verdi.