AKP TSK'yı harcıyor

TARAF Gazetesi'nde yayınlanan ve Genelkurmay Başkanlığında hazırlandığı iddia edilen "AKP'yi ve Fethullah'ı bitirme planı" Ankara'yı karıştırdı. Askeri savcılık, belgede imzası olduğu öne sürülen Albay hakkında soruşturma başlattı. Gündemi sarsan bu olay üzerine, Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, haftalık olağan görüşmelerini öne aldı. Başbakan, Başbuğ ile gerçekleşen zirvenin ardından ise partisi adına belgeyle ilgili suç duyurusunda bulundu. Emin Çölaşan, Kanalbiz televizyonunda CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü ile birlikte hazırlayıp sunduğu Ankara Rüzgarı programında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Şaşırtan açıklama
ABD'de yaşayan, devam eden bir davası, hakkında herhangi bir soruşturma, onu bekleyen bir tehlike olmadığı halde ülkesine dönmeyen Fethullah, açıklama yaptı. Fethullah'ın sözleri, Ankara'yı karıştıran 'belge krizi'nin habercisi gibiydi.

2009'un Nisan ayında kendi televizyonlarında ve gazetelerinde yayınlanan bu açıklamada aynen şöyle diyordu:"Dün olduğu gibi, bundan sonra da dışarıdan beslenen bazı şer odakları, en samimi
ve hakiki Müslümanlar'ı terörist gibi göstererek irtica yaygarası koparabilirler."

Yoksa ermiş mi?
Fethullah ermiş mi? İlkokul diploması bile olup olmadığı belli olamayan İzmirli vaiz, nereden biliyor bunu? "Dışarıdan beslenen şer odakları."ABD'de yaşayan Fethullah nereden besleniyor peki? Neye dayanarak, kimden aldığı bilgilerle bu açıklamayı yapıyor? Fethullah, aylar öncesinden 'öngördüğü', "AKP'yi ve Fethullah'ı bitirme planı", yani 'irtica planı'nın varlığından haberdar mıydı? Doğru, yalan, yanlış düzmece... Bu belge çıktı...

Niye bu Albay'a dokunulmadı?
Peki, Albay Dursun Çiçek'in hazırladığı iddia edilen, "irtica planı neredeydi bu zaman kadar. Ya poliste ya da savcılıkta. Çünkü bu belge, savcılıkta bekletildi polisin yaptığı bir arama sırasında Avukat Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçmiş. ( Ama avukat bunu inkar ediyor ) Bu belge bulunduğu anda savcıların derhal harekete geçip, Albay Dursun Çiçek hakkında işlem yapmaları gerekmiyor muydu? Neden gerçek olduğu iddia edilen belge 15 gün süreyle savcılıkta bekletildi. Niye bu Albay'a dokunulmadı?

Kim sızdırıyor bu belgeyi Taraf'a
Rivayete göre Avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda bulunan bu belgeyle ilgili savcılıkta ya da poliste, günlerce hiçbir iş bir işlem yapılmıyor. Ama gelin görün ki bu belge, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak için, Türk Ordusu'na saldırmak için kurulmuş olan Taraf Gazetesi'ne servis ediliyor.
Nereden ve kim sızdırıyor bu belgeyi Tarafa?

Cevap yine aynı: Savcılık ya da emniyet...
O kıyamet koparan belge bulunuyor, hiç kimse hiçbir işlem yapmıyor, Albay görevine devam ediyor, cingöz bir taktikle bu belge Taraf Gazetesi'ne sızdırılıyor. Tayyip'in ve hükümet yetkililerinin, bu belgeyi kimin sızdırdığını, nasıl ortaya çıktığını ve orijinalinin nerede olduğunu sorması, araştırması gerekiyor.

AKP TSK'yı harcıyor
Ama AKP iktidarı, bunun yerine Genelkurmay aleyhinde savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Muhatap kim olacak? Peki, bu dilekçenin muhatabı kim olacak? Savcılık, AKP'nin verdiği dilekçeyi kabul ederse kimi çağıracak? Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u mu yoksa Dursun Albay'ı mı? AKP hükümeti, atraksiyon yapmak uğruna Türk Ordusunu harcıyor. Şov yapıyorlar. Merakla bekliyoruz, savcılık, Tayyip'in Genelkurmay aleyhinde verdiği bu dilekçeyi kabul edecek mi? Yoksa yürüyen bir soruşturma olduğu için dilekçeyi kabul etmeyecek mi?
Aklın yolu birdir, savcılığın bu dilekçeyi kabul etmemesi gerekir